4 Aralık 2014 Perşembe

Beş Şehir - Ahmet Hamdi Tanpınar (Bizimkisi Bir Lise Aşkı)


Kitap Adı: Beş Şehir
Yayınevi: Dergah Yayınları
Basım Tarihi: Son Baskı: 2014
Sayfa Sayısı: 235
Satın Almak İçin: Kitapyurdu

Türk ve Dünya klasiklerini devirdiğim dönemler ilköğretim ve lise dönemimdi. Tamamen kendi isteğimle okurdum bu kitapları. İlk klasiğim Bir Çalgıcının Seyahati ardından Jane Eyre idi. 
Türk klasiklerini de severdim. Mehmet Rauf, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi gibi birçok romancıyı okumuştum. Şairlere ise bambaşka bir düşkünlüğüm vardı. 
Sonra bir adamla tanıştım. Benim gibi hayal dünyasına düşkün, aklı bir karış havada bir hayalperest için cennet sayılabilecek, gerçekle rüya karışımı şiirler yazardı.
Önce şiirlerini okudum. Bana yeni hayal dünyaları açan, puslu gözün gözü görmediği anlatımını sevdim. Zaman kavramı üzerine düşünmeyi, okumayı seven, zaman yolculuğu kavramına aşık biri olarak yolum hep Bursa'da Zaman'a düştü. Çok güzel bir şiir olsa da içinde adım geçse de :p (Ahmetciğim çok kullanır adımı şiirlerinde) nedense ben hep Ne İçindeyim Zamanın'a yöneldim, Bir Adın Kalmalı'ya, Her Şey Yerli Yerinde'ye... Neden bilmiyorum... Belki de sadece bu yüzden: 

"Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner."

Ve yine neden hatırlamıyorum kendisini aşkım ilan ettim :p Evet aramızda yaş farkı vardı, dönem farkı vardı ama benim umrumda değildi. Burada aşktan kastım onun tüm yazdıklarını okumaya çalışmaktı. Şiirlerini okudum, ardından romanlarına/denemelerine geçtim. 



Huzur okudum. 
Mahur Beste'yi okudum, ne zaman düşünsem aklımda ŞU şarkı çalar. Sadece isim benzerliği... Atilla İlhan ^^
Ardından Beş Şehir ve Sahnenin Dışındakiler okudum. 
Bunların hepsini okul kütüphanesinden alıp okumuştum. 
Saatleri Ayarlama Enstitüsü malesef yoktu. Kendim aldım, okudum.
Çoğu kişi sıkıcı ve karmaşık buluyor biliyorum ama Ahmet Hamdiciğimle ben bambaşka bir uyum tutturduk. O yazdı, ben okudum. 
Bu nedenledir ki Saatleri Ayarlama Enstitüsü elimde olan tek kitabıydı. Beş Şehir de seneler sonra döndü geldi sanki.
Okuyamadıklarım içinde hala aklımda kalan ve bir gün İnşallah okuyacağım kitap ise Abdullah Efendi'nin Rüyaları adlı hikayesidir. 

Eski okuduklarımdan, anılarımdan bahsetmeyi seviyorum; bunu blogda çokça yaptım. Ahmet Hamdi'den bahsetmek kısmet olmamıştı. Bu vesileyle içimi döktüm. Kırık dökük bir aşk hikayesi işte... 

Gelelim Beş Şehir'e
Ahmet Hamdi bir eğitimci olduğu için çok şehirler gezmiş. Beş Şehir adıyla müstesna yazarda iz bırakan beş şehirden bahsediyor. Ahmet Hamdi'nin kendi düşüncelerinden yola çıkarak yazdığı bir deneme. Beş Şehir: Ankara, Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul... 
Önceden Bursa deyince aklıma sadece Ahmet Hamdi gelirdi. İki isim zihnimde bütünleşmiş gibiydi. Şimdi One Better Day blogunun sahibi o güzel insan da geliyor ^^ 

Hepsi bir dönem bize başkentlik yapmış şehirlermiş, aslında anlam buymuş. 
Ankara'ya boğucu dediğimden beni utandıracak bir anlatım... Aslında ülkemizin kaderini değiştiren bir şehir olması... Ve öncesi... 

Erzurum, anlatımı en güzel ve mistik olanlardan biri bana göre. Üç kere bambaşka zamanlarda yolu düşülen bir şehir. İlki çocukken, ikincisi harbin hırpalayıcılığının ortasında. Atatürk'ü de ilk kez Erzurum'da gördüğünden bahsediyor yazar. Üçüncü yolculuğu ise 2. Dünya Savaşı zamanındadır. Talihsiz zamanlarmış sanki. 

"Konya bozkırın tam çocuğudur. Onun gibi kendini gizleyen bir güzelliği vardır." Fazla söze ne hacet?

Bursa dediğim gibi zihnimde Ahmet Hamdi'yle özdeşleşen şehir. Öyle bir Bursa anlatıyor ki, hangisi gerçek emin değilim sanki. 

Ve İstanbul. Anlatılan İstanbul sanki hem bambaşka bir İstanbul, hem de şimdikiyle aynı bir İstanbul gibi. Ne tuhaf... 

Bu kitabı uzuuun bir aradan sonra tekrar okuma fırsatı bulmak, içimde bir şeyleri uyandırdı. Bazı şeyler ne kadar özlediğimi fark ettim. Yazarın dili de bunlardan biri.

Özlemler ve umutlar bir arada bu kitapta.
Öyle işte... 

-----------

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden

Bu yazıyı "benherneysemo.blogspot.com" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

2 yorum:

  1. Bir kişi, bazen bir şehri sevdirebilir derler.. Eskiden İstanbul'u sevmeyen biri olarak, sen(siz) benim için o kişisin(iz) sanırım ^_^ ☯ ♥
    Ve yazına bayıldım.. Ellerine sağlık, Mükemmel olmuş. 'Beş Şehir' ilk fırsatta bulup okuyacaklarım sıralamasında artık liste başı :)

    YanıtlaSil