27 Haziran 2013 Perşembe

Akşam Okuması - Kış Sarayı - Eva Stachniak ve Yine Ramen


Yepisyeni bir kitaba başladım. Merak ederdim bu kitabı... Kapağı çok güzel ama kitabın anlatımındaki vuruculuk ve iddia kapakta malesef yok. Henüz çok az okumama rağmen  şimdiden beğendim, özellikle çarpıcı anlatımını, umarım devamında da bu şekilde gider...

"Beni dinle. 
Ben biliyorum. 
En tehlikeli casus, şüphelenmediğindir."



Ve yine ramen :) 
ŞU yazımda ramen faciamı anlatmıştım... İlk deneyimimdi ve cidden çok kötüydü. Ancak piyasadaki ramenle alakası olmayan, en kötü marka olarak lanse ediliyor Kung Fu ve ben de katılıyorum. Leader bulamadım ancak İndo Mie diye bir marka keşfettim, o da leader kadar iyi denmişti. 2. deneyimim onun tavuklusuylaydı, abimle deneyip çok beğendik. Ve bu benim 3. ve en iyi ramen deneyimim. Fırsat bulmuşken anlatıyorum. 2. şansa deneyimimle rameni sevince -ki abim elimden alıp hepsini yemişti:( - hemen atladım marketlere... En çok dikkatimi bu domatesli-tavuklu çekmişti. Bunu, sebzelisini, körilisini ve bilimum çeşitlerini aldım. Bu sefer chopstick yani hashi sorun oldu. Satan bir yer bulamadım, internetten sipariş edeyim dedim bir sürü sorun çıktı. En son elimi yüzüme aldım, bana yakın olan sushico adlı uzak doğu lokantasına gittim, rica ettim. Tabi ben mahcup mahcup 'ücretini öderim' falan diyorum, görevli bir yardımcı bir yardımcı oldu, boynuna atlayacaktım o derece - hayır canım, çocuğun çok tatlı olmasıyla falan alakası yok, Spartacus'daki Crixus'a benzemesiyle alakası da yok tamamen sevinçten- :p neyse bir sevindim bir sevindim. Ve ramene bayıldım, sade tavuklu bunun yanında yavan kalır o derece. Çok lezzetliydi, doyamadım, suyunu içecektim annem bana aşağılayıcı bir şekilde bakmasaydı, bunlar hep sosyal baskı işte... Chopstickleri elime alır almaz, 40 yıllık dizilerde tencere kapağında ramen yiyenler gibiydim, öyle rahat kullandım ve inanılmaz zevkli. Çatalla hiç tadı olmuyordu. Kısaca çok güzel bir deneyimdi a dostlar, aldığım diğer türleri de yakında yazarım... Ama domatesli tavuklu şu anki favorimdir... 
Yeni hedefim kimbap ve kimchi yapmaktır, duyrulur. Deneyen ve başarılı olanlar tarif yazarsa veri hepi olurum... :)

EDİT: Unutmuşum, bu ramenden alırsanız kesinlikle içindeki tüm sos ve bilimum katkıları koyun, tam oluyor o zaman tadı, az koymuştum başta tatsız olmuştu, hepsini dayayınca harika oluyor :)

Görüşmek üzere, beni özleyin anacım :)

Devamını Oku »

Yeni Aldıklarım


Heeey! Ben geldim :) Sırf şu resmi kullanmak için dedim tabi bunu... Ölürüm sana, sen nasıl tatlısın böyle 10th!!! Bu resmi diziyi izlerken kendim çektim bu arada :p Neyse yüzümdeki aynı bu resimdeki gibi olan aptal gülümsemeyi ve salyalarımı silip yeni kitaplarımdan bahsediyorum hemen... 



Yepisyeni kitaplar aldım...  Yine Kitap Sihirbazı'ndan sipariş verdim. Ama bu seferki siparişim biraz yılan hikayesine döndü. Aslında başta benden kaynaklanıyordu ama sonra bir yanlış anlaşılma oldu sanırım. Aşağıda anlatacağım... Şöyle ki ufukta bir İzmir yolculuğum var ve o nedenle de hazırlıklar yüzünden biraz yolsuzum nakit konusunda... Neyseciğime hem Pudra Tozu'nun blog günü kitabını sipariş edeyim dedim. Sonra Erin Lurus'un Veroponen Hikayeleri serisinin 2. kitabı Bataklık da çıkmış, fırsat bu fırsat dedim. Siparişimde Okyanus da vardı yeni kapağıyla. Sonra havale yapamadım, mecbur kapıda ödemeye çevirmem gerekecekti siparişi. Telefon ettim sağolsunlar yardımcı oldular ancak kapıda ödemeyle hem havale indirimi gidiyor , kargo ücretine +5 tl de kapıda ödeme ücreti ekleniyor derken baktım bayağı nakitte sıkıntıda kalacağım, siparişten bir kitap çıkarayım dedim. Okyanusu daha önce okuduğum için onu çıkarayım nasılsa önümüzdeki ay yine sipariş vereceğim, o zaman eklerim dedim... Ama telefondaki görevli bana bu kitabı sırf benim için getirttiklerini söyleyince ne yalan söyleyeyim utandım biraz, tamam kalsın o zaman siparişte dedim.  
Sonraki gün kargom gönderilmiş mi diye baktım, gönderilmiş ama Okyanus iptal edilmiş. Bu sefer mail attım ama mailime dönmediler. Sonraki gün de kitaplarım geldi. Enteresan bir sipariş oldu yani... Neyse bir dahaki aya inşallah... Bu uzun ve sıkıcı girizgahtan sonra hala benden kaçmadıysanız kitaplara geçiyorum... 


Burada olmayan eksik kitap Pudracığımın blog günü kitabıdır. Acaba hangi kitap? :)

Bataklık: Of diyorum. Ne çok bekledim annem ben seni... Üstelik can alıcı alıntılarla yazar bu süreçte hiç yardımcı olmadı, aksine işkenceyi ağırlaştırdı :p Bekle beni!

Kır Zİncirlerini: Asi ve Maskesizden sonra bu kitabı bir türlü bulamadım. Dört bir yana da haber saldım, bulursanız tiz alın bana diye... Kitap sihirbazında da tükenmişti, gelince haber ver seçeneğini işaretlemiştim ve şansıma satışa açılmış yeniden. Nasıl atladım!!! <3

Tutkulu Notalar: İşin içinde aşk varr rock'n roll  \m/ var, üstelik büyük indirimde, kaçırmadım o nedenle :) Bakalım nasılmış. Pudradan bazı tüyolar aldım, ağzım açık kaldı ya neyse:)

Yüzleşme: Ne yalan söyleyeyim bu kitap hiç aklımda fikrimde yoktu, 1tl ydi :) Sırf o nedenle aldım, itiraf ediyorum. 

Ve son kitap Yanılmak Güzeldir: Bu da sitenin bana hediyesi. Bir aşkın hem kadın, hem erkeğin gözünden anlatılması. Bölüm bölüm ayrılmış kız ve erkeğin adına, ki kız erkeği çok severken, erkek ondan rahatsız oluyor, ilginç bir kitaba benziyor. Kendilerine bu güzel hediyeleri için teşekkür ediyorum ve yanlış anlaşılma olmasın siteyle aramda herhangi bir bana kitap gönderin, ben de tanıtımını yapayım anlaşması yoktur. Hepsi alın teri :P 

Yepisyeni kitaplarım böyle... Öpücükler...

Devamını Oku »

23 Haziran 2013 Pazar

OKK 4. Blog Tur - Aşk Kokan Çiçekler - Sherryl Woods - Yorum



Klavyemdeki bozuk tuşlar nedeniyle uzun ve çileli bir şekilde yazdığım bir yazımdan daha herkese merhabalar ;) 
Geçenlerde 1. kitabını okuduğum Chesapeake Kıyıları serisi 2. kitapla geldim şimdi de... 
İlk kitapla ilgili yorumum için lütfen TIKLAYIN...

Kitap Adı: Aşk Kokan Çiçekler
Yazar: Sherryl Woods
Orijinal Adı: Flowers on Main
Çeviri: Selen Tekalp
Yayınevi: Ephesus Yayınları
 Sayfa Sayısı: 398
Basım: 2013
Seri: Chesapeake Kıyıları Serisi #2

#2 Aşk Kokan Çiçekler

Öncelikle yazıma yayınevine ufak bir eleştiriyle başlamak istiyorum naçizane... Bu kitap bize tur kapsamında geldiği için tabi ki yayınevinin hediyesi. Yayınevleri olumsuz kullanım için kitaplara 'x yayınevinin hediyesidir, parayla satılamaz' gibi bir uyarı mührü basıyor, buna da lafım yok. Olmasa daha iyi olur tabi ama bir önlem madem, olsun. Ancak bu sefer ki beni malesef  rahatsız etti, çünkü hem aşağıdaki resimde görüleceği üzere kitabın direk ilk sayfasında hem de kitabın yan kısmında vardı belirgin bir şekilde. 


Bu kadar koyu renkle, birden fazla kere ve en can alıcı yerlere basılması malesef beni biraz üzdü. Yayınevinin dikkat etmesini diliyorum. Ve tamam tamam sıkıcı kısmı geçiyorum, az da ağlak yapayım yani ne var? :(
Bu arada ayaç ne tatlı değil mi? :)


Biraz şeklinden bahsedersek ne kadar tatlı bir kapağı var bu kitabın, cıvıl cıvıl... İnsana çilekli dondurmaları anımsatıyordu, ben de okurken bol bol yedim. Tamam, kitap kapağından dondurma düşünen biri anca benim gibi diyetteki bir dondurma canavarı olabilir... 

Kitabın konusundan ŞURADA bahsedilmişti. Ama ben kendimce bahsedersem. İlk kitaptan tanıdığımız O'Briens ailesinin ortanca kızı Bree, Chicago'da oyun yazarı olarak çalışır ve oyunun yönetmeni kendisinden yaşça büyük gıcık Marty'le birliktedir. Küçük kızkardeşi Jess'in otelinin açılışı için yıllar sonra yuvası sayılan Chesapeake Kıyılarına döner ve Chicago'ya geri dönmek istemez çünkü son oyunu çok eleştiri almıştır ve Marty ile de işler yolunda gitmemektedir. Bu nedenle bir süre yuvasında kalmaya  ve boş bir dükkan bulup çiçekçi açmaya karar verir. Ancak çiçeklerini alacağı fidanlık 6 yıl önce sorunlu bir şekilde ayrıldığı eski sevgilisi Jake'e aittir. İkili eski defterleri kapatıp,  bir araya gelebilecek midir? Ya da o defterleri hiç açmadan profesyonel bir şekilde iş yaşamlarını sürdürebilecek midir?


Seri O'Brien kardeşleri anlatıyor. Büyük abla Abby'nin hikayesi ile Bree'nin hikayesinin o kadar ortak yanı vardı ki aynı hikayenin başka bir versiyonunu okuyor gibi oldum. Bree'nin hikayesini biraz daha fazla sevdim, ancak tekrar aynı kitabı okuyor gibi hissettiğim için rahatsız da hissettim. 
Bree; içine kapanık, kalem-kağıtla arası iyi, çiçek aranjmanları yapma konusunda yetenekli, kimseye kolayca açılamayan ama çok fazla yanlış yapmış biri... 
Jake ise dünya tatlısı ama biraz inatçı bir karakter, sürekli kaçıyor ve malesef büyük yaraları var, Bree tarafından açılmış.  
Jake, Will ve Marty'nin arkadaşlıklarını okumak çok keyifliydi... 
Kitapta 2 ayrı yan hikaye vardı, onları okumak da çok hoştu... 

Beni rahatsız eden tekrarlara gelince; yine bir kızımız doğduğu şehre zoraki nedenlerle geliyor, yine kalmak zorunda kalıyor, yine geldiği yerde onu yaralamış bir erkek var. Yine döndüğü yerde yıllar önceden bitmemiş ama aynı duyguları hissettiren, hala devam eden bir aşk var. Yine engeller sihirli değnek değmiş gibi kalkıyor... Yine insanlar kolayca değişiyor. Yine yan karakterler ilişkiyi kurtarmak adına destek veriyor, çabalıyor. Spoiler vermemek adına daha fazla devam etmiyorum... 

Kısaca serinin diğer kitabında yazar bunları yapmamalı diyorum. İlk bu kitabı okumuş olsam çok daha fazla beğenirdim diyor ve konuyu kapatıyorum... 

PUANIM: 3,5
 
"Bazen geçmiş yakana yapışmanın bir yolunu bulur..."

  ***Ephesus Yayınları'na katkılarından dolayı teşekkürler...***
Devamını Oku »

22 Haziran 2013 Cumartesi

OKK 4. Blog Tur * AŞK Kokan Çiçekler - Sherryl Woods

Merhabalar,
Uzun bir aradan sonra Okuyan Kızlar Kulübü olarak yeniden sizlerleyiz... 
Ülkemizdeki üzücü olaylar nedeniyle bir süre ara vermiştik, şimdi ise üzerimize aldığımız görevi sürdürüyor ve aranıza dönüyoruz. 

Kitabımız ise Ephesus yayınlarından çıkan Sherryl Woods'un Chesapeake Kıyıları serisi 2. kitabı; Aşk Kokan Çiçekler... O'Brien ailesinin büyük kızı Abby'nin hikayesini anlatan Aşka Şans Ver'den sonra sıra ortanca kız kardeş Bree'de... 

Konusu:
Son iki oyunu üzücü bir şekilde başarısızlığa uğrayan yazar Bree OBrien, Chicagoyu terk edip büyüdüğü yer olan Chesapeake Kıyılarına geri döner. Aniden karşısına çıkan bir fırsatı değerlendirerek, keyif aldığı çiçeklerle uğraşabilmek için yepyeni bir heyecanla Çiçekçi Dükkânını açar. Ne var ki, boşanmış annesi ve burnundan soluyan eski aşkı etrafındayken Chesapeake Kıyıları düşündüğü kadar sakin ve huzurlu değildir…

Jake Collinsin, Breeyi hayatından uzaklaştırmak için birçok nedeni vardır. Ancak bu yine de ondan uzak durması için yeterli değildir; çünkü hâlâ ona sırılsıklam âşıktır. Sevdiği kadının sonsuza dek yanında olacağını bilse, geçmişteki tüm kırgınlıkları unutmaya hazırdır.

Peki, Bree sonsuza dek onunla kalacak mı?

Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardır; inadından vazgeçip, geleceğe doğru riskli bir adım atmak...


Tur Takvimi:
1. Gün - 22 Haziran 2013

2. Gün - 23 Haziran 2013
Kitap Hakkındaki Yorum ve Değerlendirmeler

Bizden ayrılmayın e mi?
Sevgiler...
Devamını Oku »

21 Haziran 2013 Cuma

Aşka Şans Ver - Sherryl Woods



Kitap Adı: Aşka Şans Ver
Yazar: Sherryl Woods
Orijinal Adı: The Inn At Eagle Point
Çeviri: Selen Tekalp
Yayınevi: Ephesus Yayınları
 Sayfa Sayısı: 421
Basım: Nisan 2012
Seri: Chesapeake Kıyıları Serisi #1


Yasal Uyarı: Kitabın arka kapağından daha fazla spoiler içermez, gönül rahatlığıyla tüketiniz... 


Bir zamanlar -aslında günümüzde :p - Chesapeake diye bir kasaba varmış. Bu kasabayı aslen kuran kişi Mick O'Brien ve kardeşleriymiş. Kasabadaki çoğu yapıyı mimar olan Mick yapmış... Mick işinde ne kadar başarılıysa aile hayatında o kadar sorunluymuş. Ailesini öyle ihmal diyormuş ki bir gün eşi dayanamamış ve onu terk etmiş. Bu olaydan sonra Mick daha da işe sığınmış ve en küçüğü 7 yaşında olan 5 çocuğu Abby, Kevin, Bree, Connor ve Jess'i daha da ihmal etmiş. Çocuklarla büyükkanne Nell ve ailenin anaç çocuğu Abby ilgilenmiş. Yıllar sonra hepsi ne kadar güzel olursa olsun kötü anılara sahip oldukları bu kasabayı terk edip ülkenin 4 bir yanına dağılmışlar, henüz 22 yaşında olan  en küçük kardeş Jess hariç... 

Abby sayılarla arası iyi, biraz inatçı, çokça anaç ve ara bulucu bir karakter. Kocasından ayrılmış, finans sektöründe çalışıyor ve birbirinden tatlı 5 yaşında ikizleri var. Bir gün kızkardeşi Jess'ten yardım isteyen bir telefon alıyor ve Chesapeake'e dönüyor. Jess'in ne kadar gururlu ve yardım edilme kapalı olduğu düşünülürse Abby'nin neden koşa koşa kasabaya döndüğü anlaşılabilir... 

Abby kızkardeşine yardım ederken yıllar önce -15yıl- terk ettiği sevgilisi Trace'i de görür kasaba da. Trace de öyle bir erkek ki, tut kolundan nikah dairesine götür öyle aşık, öyle düşünceli, öyle aile babası... Abby de dönünce bu durumu görüp : 'Vay arkadaş, ben bu taş mahluku terk ettim ya kafamı hangi taşlara vurayım.' diye düşünmeli bence. 

Abby kızımız bir yandan Jess'in sorunlarıyla bir yandan Trace'le uğraşırken işin içine bambaşka yan olaylar da giriyor ve Chesapeake bildiğin Cennet Mahallesine dönüyor, tam curcuna... Yeminle şu seviyesiz benzetmeden sonra kendimden soğudum. Neyse, iyi niyetli, becerikli, anaç, sığınacak liman diye bir kadına da bu kadar yüklenmez arkadaşlar...

Kitapta neyi sevdim?
Tabi ki Trace'i... Yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü... 
Chesapeake Kıyılarını... Öyle anlatılıyor ki her kısmı gökkuşağı gibi rengarenk, cennet gibi, sürekli serin hafif bir rüzgarın yüzünüzü yaladığı bir kasaba canlanıyor zihnimde... 
İkizleri.. Abby'nin ikizleri tam olay, öyle diyaloglar var ki büyümüş de küçülmüş gibiler...
Trace'in 'istediğiniz kadar dondurma yeme' kuralını... Çok ihtiyacım var bebeğim...
Jess'in psikolojisinin incelenişini... 
Kasabanın kalbinin attığı yer Sally'nin lokantası.

Neyi sevmedim?
Abby'in eski kocası Wes'i... Manipülatif yanı olan, insanın kendini sorgulamasına neden olan olumsuz karakterlerden... Muhtelif zamanlarda dövülesi... 
Olayların çözülme şeklini... Bir kitap engelli bir koşuysa; karakterler ya o engeli atlar aşar, ya da takılı düşer bilirsiniz... Ancak bu kitapta biri o engelleri tek tek kaldırdı sanki ortadan. Bu da beni oldukça rahatsız etti. 2. kitabı okuduğum için onda da aynı durum mevcut. Örnek vereyim, kasabada küçük daire lazımsa aniden önünden geçer bulursun, hop tam istediğin gibi kiralık daire. Büyük, Mick'in yaptığı, gözlerden uzak bir eve ihtiyaç olur, hop uçurum kenarında tam ihtiyaçlarına uygun bir ev çıkar. Biriyle yıllara dayanan bir husumetin, sorunun vardır, derindir; gider yüzüne alakasız 2 cümle kurarsın hoop tüm yanlışlarını anlayıp sana hak verip, daha iyi biri olur... Kişilerin aniden 180 derece dönme olayı var yani. Rahatsız olunmayacak gibi değil. Birilerinin sihirli değneği var da bizim mi haberimiz yok? Aşk olsun... 

Bu nedenle ben orta karar bir kitaptı diyorum.  Yani ne 4 vermeye gönlüm razı oldu ne de 3 vermeye. O yüzden 3.5 puan :)
İkincinin yorumu çok yakında... 

PUANIM: 
Devamını Oku »

19 Haziran 2013 Çarşamba

OKK Blog Günü Mayıs Ayı!



Okuyan Kızlar Kulübü olarak Blog Günü diye bir etkinliğimiz olduğunu anlatmıştım, ne olduğunu BURADAN okuyabilirsiniz. İşte Mayıs ayı talihlisi bendim canlarım. Hemencecik listemi yaptım ve şöyle rezil bir şekilde sundum arkadaşlarıma:
Yoğun istek üzerine (Yalan) mayıs güzeli olarak (külliyen yalan :p ) Kitap listemi açıklıyorum.... Yoğun historicaldan da belli ki çoh özledim historicallarımıı; uzun boylu, esmer, sahiplenici, güçlü, kuvvetli, tatlı-sert erkekle... öhöhöhö neyse sadede gelirsek listem şöyle: 

1-Oniks - J.L.Armentraut

2-Gönlünü Kimseye Kaptırma (evet mühim bir mesaj) - Celeste Bradley
3-Vazgeçmem senden - Lisa Kleypas (bence de vazgeçmeyin benden)
4-Gelin - Julie Garwood (Her genç kız gibi benim de rüyam tabi)
5-Düğün - Julie Garwood (Ee gelinlik giymişiz düğün de şart tabi, Allah tamamına erdirsin de)
6-Cennet - JM (Evliliğimiz böyle olsun tabi)
7-Kusursuz - JM (bi de böyle olsun )

Böyle de incelikten uzak bir liste açıklamak olamaz... Neyse arkadaşlarım sağolsunlar bu saçma bildirimden etkilenmediler ve gelsin kargolar... 

Yasal  Uyarı: Bu post bolca resim içermektedir... 

Aradan uzun süre geçti gerçi ama o dönemler tam da benim 'eheh diyet yapıyom kızlar ben.' diye salak salak dolaştığım dönemlerdi ve canlarımdan hep bunu düşünerek gelmişti kargolar sevindim tabi. -ayrıca artık daha zayıfım tamam mı -.-  

Bir de dünyanın en salak fikrini ortaya atmıştım ben: 'eheh kızlar tüm kargolar  gelene kadar önceki kargoları açmayalım, toplu açalım, heyecan olsun.' şeklinde. Kargolar bana bakar, ben kargolara... Ölüyordum meraktan az daha :O 





Kargolarımı geliş sırasına göre yazarsam ilk kargo sevgi pıtırcığım Pudra Tozu'ndan geldi. Kendisi pek planlı programlıdır, aslında  ben de harika plan yaparım  ama malesef hiç uyamam :) 
Neyse sadede gelirsem böyle şirin bir şekilde geldi kargom.hele kitabı  paketine bayıldım, çok şirin bir kaptı:)


  
Veee, açıl susam açııııl... Şu görüntü bilemm beni cezbetmişti, sonrasını siz düşünün...
İçinden neler çıkmııış? 


Yaşasın abur cubur! Sarıkız'ın kahvelisini bendeniz hiçbir yerde bulamayınca bunu aklıma düşüren Pudram buluştuğumuz gün getirmişti bana ve çok beğenmiştim. Mandalinalıyı da denemediğim için ikisinden de göndermiş sağolsun, zevkle içtim... 

Uzun jelibonları mı severek yedim onu da belirteyim... Ufaklardan daha güzel yeniyor uzunlar. 
Soldaki turuncu paket ise hepsi birer kore fanı olan OKK'nın değerli üyelerinin resmi yiyeceği ramendir :) Çubuk siparişimin geleceği günü bekliyorum yemek için... 

Sonracığıma inanılmaz düşünceli davranıp bana şekersiz/light tavukgöğsü yollamış... Ayrıca resime sadece birkaç tanesini koyduğum bir poşet de tatlandırıcı :)  Diyetteyim diye ağlak yapmanın güzellikleri... 


Bitti mi hayırr!.. Şu resmin sağında duran tatlıcık, rengarek kalem de benim olur... 


Sanırım o kalemle fosforlusundan bir mektup yazmış bana... Tek kelimeyle harikaydı, zevkle okudum :) Mektuplar benim zayıf noktamdır... 


Ve ayraçlarım... Grinin Elli Tonu serisi de Pudrayla aramızda bir bağ sayılır :)
O melek kanadı şeklindeki ayraca ilk gördüğüm günlerden beri ölüyordum, zaafım vardır da... Ondan Castiel'li bir şeyler yapmayı planlıyorum O:)


Biliyorum en çok hangi kitabı aldığını merak ediyorsunuz. İşte o:


Henüz okumamış olsam da bu serinin bende çok ayrı bir yeri vardı ve kimin alacağını da merak ediyordum :) Ve artık benim... Hayat çok güzel... 

Gelelim 2. kargoma... 2. kargom ikizcanım Kitap Tutkusu'ndandı... 


Sarıp sarmalamış tek tek... Yalnız gıcığa bakın, kitabın üzerine 'Acaba hangi kitap?' yazmış:) Kimin hangi kitabı aldığını tabi ki bilmiyordum ancak tahminim vardı ve doğru çıktı. Ne kadan doğru tanımışım kendisini:)



Ve bu da açılmış hali bebeklerimin... En iyisini sona saklayacağımdır... 
İlk olarak abur cuburlarımdan başlayayım mı? Diyetteyiz diye de ölmedik ya :)


Ağzımız tatlansın değil mi efendim... İkizcanım da düşünceli davranıp benim çay ve kahveye şeker koymadığımı bildiğinden şekersiz kahve yollamış. -ufak bir not: diyetle alakası yok 12 yaşından beri şekersiz içerim ben. İkizim de bunu atlamamış, çünkü kendisi de öyle içmektedir :p -


Haine bak yaaa... :) Hiç sevmediğimi bildiği halde bana Justin Bieber ayracı göndermiş. Ve bu ayracın arka tarafı da One Direction, tam kabus yani... Bir de utanmadan üstüne sık sık kullanman dileğiyle yazmış:D
Bu ayracı vampirli fantastikli yaş sınırı yüksek alışveriş yaptığı ilk Kitap Sihirbazı alışverişinde yollamışlar, hem de tam 7 tane... O kadar gülmüştük ki kendisine inadına bize yolluyor ayraçları :)

Ve sıra asıl bombadaaa! İkizim bana kendi elleriyle kitap günlüğü yapmış!



Üstünde kalpleriyle, içinde renk renk kağıtları ve harf fihristiyle , ayrıca yanında kalem, sticker ve  yazdığım kitapları puanlamam için gülen surat stickerlarıyla eksiksiz olmuş! Stickerların üzerinde de minicik kullandım yazıyor, öldüm gülmekten...


Bu da kitap günlüğüme tek başıma bir bakış olsun, üstündeki tüm kalplere kurban :)



Üzerinde adım da yazıyor ki! Bu Hülya'nın Kitap Günlüğü'dür , tamam mı?!!


İçi de böyle... Renk renk kağıtlarım, diğeri de fihristim... <3 Emek verilen şeyler bambaşka... 
İçinde ilk sayfada bir de mektup vardı tabi ki :)

Ve kitabıma gelince, ikizim Oniks'i almış bana... Eyooo...


İçine de yine bilmiş bilmiş notlar yazmış... Ama ben tahmin etmiştim bu kitabı aldığını, heheh... :)


3. Kargo Blog Günümüzün tatlı ikizleri Fighting!!! blogunun sahibeleri Esra&Kübra'dan gelmişti.

  

Kutuyu alınca, yaşasın kızlar bana ayakkabı almış diye sevinmiştim ama olmadı :p 


Annemmm, minicik ikizcik elleriyle kıpkırmızı sarmışlar tek tek :) Açması çok eğlenceliydi... 


Şu manzara çok tatlıydı bi kerem... Tek tek gördüğün için sırayla, açması eğlenceli oluyor. 


Vee bu da toplu hali... 


Esra&Kübra da sağolsunlar çok düşünceli davranmışlar... Form çayı göndermişler, bu resim de benim onlara kıyağım olsun :)


Ve çok tatlı arı şeklinde bir notlukla, post-it paketi... Kelebekleri çok severim... 



Notluğumu kullanmaya başladım bilemmm... :)


Ve harika ayraçlar... Fatih Murat Arsal <3, Vefa Enver , Açlık Oyunları... Ortadaki ayraç da bana gönderme sanırsam :)




En, en, en tatlısı ise bana kendi elleriyle ayraç yapmışlar. I <3 el emeği demiştim değil mi? Bunlara tek kelimeyle bayıldım... <3 İnsan yanından bile ayırmaz :) 


Son olarak da kitabım... Vazgeçmem Senden'i almışlar... Bu kitap da çok merak ettiklerim arasında. Lisa'nın en iyi kitaplarından biri olduğunu da bol bol duydum... 


Ve içindeki not son olarak. Dikkatimi çeken bir şey de herkesin notların sonunda yazısının çirkinliğinden dem vurması, bence birtanesiniz :)


Gelelim 4. ve son kargoma: Değerli ablam The Reading Lady'e...



Malesef kargo ilk geldiğinde ilk resimdeki gibiydi ama ben şefkatli ellerimle dokunup 2. resimdeki haline getirdim :p


Gelelim içindekilere. Çok tatlı mor bir kalem, çünkü I <3 Mor


Bu tatlı baykuşun altını çevirmesem ne olduğunu 40 yıl düşünsem anlamaz, kütüphanemde biblo olarak kullanırdım. Arkasını çevirdim ve kendisinin bir lipstick olduğunu keşfettim. Ama, ama, ama çoook tatlıı :)


Şirin mi şirin bir defter... Bir de hobimdir, bayılırım defterlerin içine açıp bakmaya. Çizgili mi,kareli mi, düz mü; sayfa renkleri ne?   Bu tarz merakları olanlar için içine de bir dalış yaptım... 


Üzerindeki şu yazı çok hoştu...


Kitabımsa Gelin kitabının serisinin 2. kitabı Düğün. Yaşasın seri tamamlamak!



İçindeki bu nota ise bittim!!! <3

P.S: Hiç aburcubur göndermeyerek diyetime en büyük katkıyı yapmış oldun ablam :ppp

Edit başlangıcı: Yeni kargom gelince düzenleme yapacağımı söylemiştim... 



Bu kargo da Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi blogu sahibesi Küçük Kız'dan... 
Yine uzun süredir istediğim kitaplardan biri... Üzerindeki abla biraz olgun olsa da Epsilonun  en başarılı historical kapaklarından biri sanırsam... 
Uygun olursa Blog İkizim Kitap Tutkusuyla aynı anda okumayı planlamaktayız... 
*Edit sonu...

***Harika ve inanılmaz düşünceleri kargoları için hepsine tek tek ve toplu teşekkürlerimi sunar, kocaman sarılırım ki!***

Şimdilik böyle kargolarım... Başka kargo geldiği takdirde edit yaparak yazım güncellenecektir. 

Bitiriş Notu: Klavyemdeki muhtelif tuşlar bozuk olduğundan kargoları açmak ne kadar eğlenceliyse, bu yazıyı yazmak da o kadar işkence olmuştur. Kısaca sevin beni :)
Sağlıcakla Kalın...

Devamını Oku »